27 Haziran 2016 Pazartesi

14 ASIRDAN BERİ DİN ÜZERİNDE OYNANAN OYUNLAR


1-       Önce Kuran’ı anlaşılmaz ilan ettik

2-      Sonra aklı devre dışı bıraktık.

3-      Bir sürü yalanı, Kuran’a ve Allah resulüne yakışmayan ifadeleri haşa Hz. peygambere söylettik.

4-      Kadim medeniyetlerin kültürlerini, ruhçuluk, cifircilik, vb. gibi akımları İslam’ın bir ürünü haline getirdik.

5-      Tefsirlere yine eski kültürün geleneğini, israiliyatı, ve İslam dünyasında uydurulan rivayetleri soktuk

6-      Hadisleri vahiy saydık.

7-      Kuran’ın bazı ayetlerini hadisle nesh  edildiği hükmünü getirdik. ( ayetlerin hükmünü hadisler ortadan kaldırır dedik hem de örneklendirdik).

8-      Mezhepleri dinin kendisi saydık.

9-      Rüya, ilham gibi bazı vehimleri bilgi kaynağı yerine koyduk.

10-     Bazı insanları insan üstü bir takım güçlerle donattık. Nerdeyse haşa Allah’ın ortakları haline getirdik.

11-     Şeyh ve alim tapıcılığı geleneği olmazsa olmazımız oldu.

12-     Azıcık aklını kullanmaya, düşünmeye kalkanları mutezile ilan ettik.

13-     İslam’ın bütününü bozduk. İlkelerini parçaladık.  Her bir parçası ayrı bir dinmiş gibi sunumunu yapıyoruz. Her bir parçayı sahiplenenlerimiz diğerlerini düşman ilan etti. Tekfir ettiler.

14-     Mezheplere, meşreplere, tarikatlara, cemaatlere, lime lime gruplara bölündük.

15-     Karşı düşmanlarımıza (bizden olmayan Müslümanlara) savaş ilan ettik. Şimdi cihat için eleman arıyoruz.

16-     Bizden olmayan her grubun malı, canı, ırzı namusu, çoluk-çocuğunun kanını ganimet saydık.

17-     Bunları sorun görüp  dile getirmeye kalkanlara neler demedik ki; Rafızi, sünnet ve hadis inkarcısı, oryantalist, dini bozmada görevli proje adamı!.  

Şunu demeyi de unutmadık “ Ya sen nerden çıktın. Bugüne kadar o kadar alim mütefekkir, ulema gelmiş geçmiş. Bunlar fark etmemişler de, bunu sizler söylüyorsunuz?” 

Bu sözlerle suçladığımız cılız sesli kişilerin şu savunmasını dinlemeye değer bulmadık!

“Hz. Peygamberden sonra, Kurandan uzaklaşarak İslam’ın çivisini sökme adımları atıldı. Her dönemde birileri gerek din adına gerek farklı sebeplerden dolayı bu çiviyi yerine oturtayım derken daha da laçkalaştırdı. Gecen on beş asırdan beri yapılan yamaları öz kaldıramaz oldu. Çivi de ilkelerde, kurallarda her bir şey darmadağınık oldu. Hakikat parça parça ümmetin elinde kaldı. Herkes kendi parçasını bütün sanıyor. Oysa bütünün ne olduğunu gelin Kuran’a soralım. Artık tek birleşebileceğimiz asıl kaynak O’ dur. Bu kitabı gelin sahih sünnet ve sahih hadis bağlamında okuyalım ve anlayalım!”                                                                                 Bu savunmayı kale bile almadık.  Rivayetleri Kuran’a sormaya kalkıyorlardı. Ha bir de  onlar mutezile idi. çünkü düşünmeden, akıl etmeden bahsediyorlardı.                                       Onlar yine susmadılar;                                                                                                             -İslam’ı bu hale getiren bölük pürçük eden anlayışa niye bu kadar bağlısınız?                             - Nasıl bağlı olmayalım. Bu anlayış bize atalar mirasıdır. Onların sizin kadar aklı yok muydu? Bu halimizle  İslam adına dünyadaki insanlara çok iyi bir örnek değil miyiz!?

        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder