1- Önce Kuran’ı
anlaşılmaz ilan ettik
2- Sonra aklı
devre dışı bıraktık.
3- Bir sürü
yalanı, Kuran’a ve Allah resulüne yakışmayan ifadeleri haşa Hz. peygambere
söylettik.
4- Kadim
medeniyetlerin kültürlerini, ruhçuluk, cifircilik, vb. gibi akımları İslam’ın
bir ürünü haline getirdik.
5- Tefsirlere
yine eski kültürün geleneğini, israiliyatı, ve İslam dünyasında uydurulan
rivayetleri soktuk
6- Hadisleri
vahiy saydık.
7- Kuran’ın bazı
ayetlerini hadisle nesh edildiği hükmünü
getirdik. ( ayetlerin hükmünü hadisler ortadan kaldırır dedik hem de
örneklendirdik).
8- Mezhepleri
dinin kendisi saydık.
9- Rüya, ilham
gibi bazı vehimleri bilgi kaynağı yerine koyduk.
10- Bazı insanları
insan üstü bir takım güçlerle donattık. Nerdeyse haşa Allah’ın ortakları haline
getirdik.
11- Şeyh ve alim
tapıcılığı geleneği olmazsa olmazımız oldu.
12- Azıcık aklını
kullanmaya, düşünmeye kalkanları mutezile ilan ettik.
13- İslam’ın bütününü
bozduk. İlkelerini parçaladık. Her bir
parçası ayrı bir dinmiş gibi sunumunu yapıyoruz. Her bir parçayı sahiplenenlerimiz
diğerlerini düşman ilan etti. Tekfir ettiler.
14- Mezheplere,
meşreplere, tarikatlara, cemaatlere, lime lime gruplara bölündük.
15- Karşı
düşmanlarımıza (bizden olmayan Müslümanlara) savaş ilan ettik. Şimdi cihat için
eleman arıyoruz.
16- Bizden olmayan
her grubun malı, canı, ırzı namusu, çoluk-çocuğunun kanını ganimet saydık.
17- Bunları sorun
görüp dile getirmeye kalkanlara neler
demedik ki; Rafızi, sünnet ve hadis inkarcısı, oryantalist, dini bozmada
görevli proje adamı!.
Şunu demeyi de unutmadık “ Ya sen nerden çıktın. Bugüne
kadar o kadar alim mütefekkir, ulema gelmiş geçmiş. Bunlar fark etmemişler de,
bunu sizler söylüyorsunuz?”
Bu sözlerle suçladığımız cılız sesli kişilerin şu
savunmasını dinlemeye değer bulmadık!
“Hz. Peygamberden sonra, Kurandan uzaklaşarak İslam’ın
çivisini sökme adımları atıldı. Her dönemde birileri gerek din adına gerek
farklı sebeplerden dolayı bu çiviyi yerine oturtayım derken daha da
laçkalaştırdı. Gecen on beş asırdan beri yapılan yamaları öz kaldıramaz oldu.
Çivi de ilkelerde, kurallarda her bir şey darmadağınık oldu. Hakikat parça
parça ümmetin elinde kaldı. Herkes kendi parçasını bütün sanıyor. Oysa bütünün
ne olduğunu gelin Kuran’a soralım. Artık tek birleşebileceğimiz asıl kaynak O’
dur. Bu kitabı gelin sahih sünnet ve sahih hadis bağlamında okuyalım ve
anlayalım!” Bu savunmayı kale bile
almadık. Rivayetleri Kuran’a sormaya
kalkıyorlardı. Ha bir de onlar mutezile
idi. çünkü düşünmeden, akıl etmeden bahsediyorlardı. Onlar
yine susmadılar; -İslam’ı
bu hale getiren bölük pürçük eden anlayışa niye bu kadar bağlısınız? - Nasıl bağlı
olmayalım. Bu anlayış bize atalar mirasıdır. Onların sizin kadar aklı yok
muydu? Bu halimizle İslam adına
dünyadaki insanlara çok iyi bir örnek değil miyiz!?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder