27 Haziran 2016 Pazartesi

EN BÜYÜK KORKUMUZ DÜŞÜNMEK!


Müslümanların en büyük korkusu haline getirilen şey; düşünmek ve akıl etmek;

Kuran düşünün diyor. Akletmez misiniz?, görmez misiniz? Ders almaz mısınız? gibi tabirlerle yüce kitap bize yüzden fazla soru sormasına rağmen düşünmek tehlikeli midir.?

Düşünme ve akıl etme en çok istismar edilen konulardan birisidir. insanlara akıl etmenin yanlış ve tehlikeli olduğu telkini yapılır. İlk bakışta haklı  sebeplere dayandığı düşünülen  bu telkinin aslında  görünmeyen  gösterilmek istenmeyen başka bir amaca hizmet ettiği de unutulmamalıdır.  Bunun en kısa izahı; akılcılık hastalığının arkasına saklanarak düşünmeyi  ve akıl etmeyi engelleyerek batıl inanç ve akidelerini yutturmaya çalışılması!.

 Pekiyi bu akılcılık hastalığı nerden bulaştı?  Bu anlayışın çıktığı dönemlerde, aklı tamamen bir tarafa atan düşünmeyen   aklı yok sayan Müşebbihe, Mücessime, Haşviyye  ve   Kuran’ı maksat ve amacı dışında yorumlayan Râfızi gibi gruplar toplumda taraftar bulmaya başlamıştı. Bunlara tepkisel olarak ortaya çıkan akılcılık hastalığına batan anlayışa mutezile adı verilmiştir.

Batılı felsefe kitaplarının Arapçaya çevrilmeye başlaması hicri ikinci yüz yıldan sonra olmaya başlamıştır. Bunları okuyan bir takım İslam alimleri meseleleri anlama gayretine, bu kitapların bakış acısını müdahil ederek aklı her şeyin önüne çıkartmaya başlamışlardır. Mutezile bu kaynaklardan en çok fayda sağlayan bir mezhep olmuştur.   Yahudi, Hristiyan, İran, Hind dinleri ve Yunan felsefesi gibi inançlar ile temas etmiş, onları anlamaya çalışmış ve bu inanç sistemlerine karşı da İslam dini akaidini savunmuştur.

Faydalandığı kaynağın etkisi ve aklı bir tarafa iten anlayışların bozuk mantığından nemalanan mutezile,  Kuran ölçüsünü aşan akılcılık hastalığına bulaşmış, kendisi gibi düşünmeyenlere siyaseti kullanarak büyük baskı ve şiddet gösterdiğinden toplumda fazla itibar kazanamamış bir mezheptir.

Başkalarının beynini kullanmayı meslek haline getirenler,   insanları kendi anlayışlarında esir etmeyi sürdürmek için Mutezile ile korkutulurlar.  Oysa mutezilenin en büyük sapması akıl ile değil, akılcılık ile olmuştur.  Akıllı olmak ile akılcı olmak aynı şey değildir.  Akıllı olan Allah’ın varlığını etrafına bakarak bulur. Akılcılığın kaidesinde görmediği bir şeye inanmama gibi sapmalar mevcuttur. Bu çok iyi bilinmesi gereken bir durumdur.

 Kuran’ında ifade ettiği gibi akıl bilginin ışığında ancak doğruyu bulabilir. Akıl etmek düşünmek, Kuran’ın yüzlerce dile getirdiği bir ifadedir. Zira aklı olmayanın dini yoktur anlayışı İslam’ın ifadesidir.  Mutezilenin sapkın görüşlerini ileri sürerek aklı yok saymaya çalışanlar, ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışanlar gibidir.  

 Bugün müminlerin hali maalesef ki budur.  Öyleyse bu hale nasıl geldik? Bunların bir sebebi olmalı? Geçmişe bir şey diyemiyoruz. Çünkü Alimlerimiz ve şeyhlerimiz, din diye ortaya koyduğumuz müktesebatın bütünü bizim için kutsal olmuş. Herkes kendi akidesinin etrafına öyle bir zırh örmüş ki onlara değil dokunmak hakkında bir söz edemezsiniz. Onlar asla eleştirilemez. İçinde hiçbir şey yanlış olamaz. Bir bozulmuşluk var sa ki var. O zaman hata kimde? Yukardakiler masum olduğuna göre haşa hata Kuran’da dolayısıyla Allah’ta!.

İşte atalar dini örnekliğinin bir başka benzerinizi islam toplumu yaşıyor. Öyleyse geriye dönüp bir bakalım.  Önceki dönemlerde yazılan her bilgi doğru, bütün alimlerde aynı doğruyu söylemiş mi?  Bakalım öyle mi!..?

 

Kuran kendisi için “En doğruyu söyleyen Kuran” dır. demesine rağmen Kuran’a farklı şeyler söyletiliyor. Ha, birde Kuran ın bir zahiri bir de batıni anlatımı var deniyor. Kuran’ın batıni yönünü bildiğini iddia edenler de, batını yönle ilgili bir birinden farklı şeyler söylüyor. Bu konularda Kuran’a o kadar çelişkili şeyler söylettiler ki! , Haşa bu çelişkiler sanki Allah’ tan.  Sözüm ona çelişkiyi gidermeye çalışanlarda bu zatlar!  Kuran’ı gösterip herkesi kendine çağıran bu tacirler dini o hale getirdiler ki; İslam, içinden çıkılmaz bir labirent!..... çık çıkabilirsen!.....

Bu çelişkileri sonucu islam coğrafyasında şu anda,  Müslümanlar cihat yapmak için bir birini Allah Allah diyerek öldürüyor. Malını ırzını ganimet sayıyor.

Hidayete davet ettiğimiz insanlar bu manzara karşısında neye karar verebilirler ki!?

AMAN HA SAKIN DÜŞÜNME DEDİLER,  SENİN YERİNE BİZLER DÜŞÜNÜRÜZ? SAĞ OLSUNLAR DÜŞÜNDÜLER!  BİR DÖNÜP BAKTIM Kİ NE YALANLARI YUTMUŞUM?! AZ KALSIN…..! ALLAH KORUSUN

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder