29 Kasım 2018 Perşembe

DİN KAYGISI OLAN İNSANLAR, BU GERÇEĞİ NE ZAMAN GÖRECEKLER?!!



MAKSAT DİN KAYGISI VE HAKİKATLERİN ORTAYA ÇIKARTILMASI İSE; insanların bu amaçla  düşüncelerini  ifade etmesi ve yazmasının  sansüre tabi tutulması asla kabul edilemez.! O Allah ki… bir başkasının etkisi ve zoru ile yapılan ibadetlere itibar etmeyeceğini bildirmiş,  her hangi bir  etki ve baskı ile kulun irade, fiilleri ve ifadesine, dokunulmasını istemeyip özgür bırakmışken,  bir kulun ya da bir zümrenin  kendi doğrusu istikametinde olmayanları bir şekilde susturulmaya çalışması, susturulması için her türlü kişiliğin yok edilmesi, zulüm iftira, hakaret etmesi yada bu yönde gayret göstermesi ne insanidir ne de İslamidir.  Zaten insani olmayan hiçbir şeyde İslami değildir.  Bunu niye söyledim?! Elektronik ortamda yayın yapan Aylık bir dergiden yazı yazmam için teklif geldi. Birkaç tane suya sabuna değmeyecek türdeki yazılarımı yayınladılar. Ancak, Kuran’ın ve nebevi sünnetin nasıl yok edilmeye çalışılıp yerine Arap örfünün, yalanın dolanın nasıl din sayılmaya çalışıldığını ifade eden başka bir yazımı yayınlamadılar. Daha sonra benim ismimin geçtiği önceki yazılarımı bile kazıdıklarını gördüm! Bunlar sofi, sözüm ona dindar insanlardı!!!
Din algısı ile, İslam toplumu içine yerleştirilmiş urları,  şirk unsurlarını temizlemeye yönelik bir çalışmanın ifadeleri olarak yapılan çalışmaların,  geleneği din edinmiş insanlara ters gelmesi gayet doğaldır!. Nedenine gelince;  yaklaşık 40 yıl geleneği din diye okudum ve yaşamaya çalıştım! İçini; dini hikaye, masal, destan fıkıh ve vaaz kitaplarından oluşan din algısı ile doldurduğum Yüce Kitabıma olan ihanetimi fark etmem çok uzun sürdü! Dinlediğim ve okuduğum kitaplardaki şirk unsurları, çelişkiler, uydurma savsatalar kafama takıldıkça, bunlar benim anlayamayacağım, fakat içinde hikmet barındıran hususlar zannı ile yıllarca kendimi avuttum! avutturuldum! Oysa, Allah bize anlamayacağımız bir dini gönderir mi idi!..?   Din büyüklerimizce okumamız yasaklanmış sıra dışı kitaplara meraktan bakmam sonucu içime sinmeyen konuların çok daha fazlasının olduğunu fark ettim. Aklımı kaybedecektim!! Zaman zaman bu arızaları dile getirmem neticesi bizlere söylenen söz, “Tarih boyunca o kadar büyük alimler, evliyalar gelmiş geçmiş onların sorun görmediği şeylerin, bir kısım reformistlerce dillendirilmesine itibar edilmez!” Propagandaları ile ipnotizma edilip uyutulduğumuzu acı ile ifade ediyorum!!! Bu süreç hep böyle sürdürüldü!!! Aynı sözlerle uyutma eylemleri ne yazık ki devam ediyor!
 Kuran’ın  anlam ve maksadı ile tanışmamın ardından  tüm inançlarımı  vahiy ışığında  akıl süzgeci ile sorgulama ve test etme ihtiyacı ile karşı karşıya kaldım. Araştırmaya  baştan başladım. Geçmişte ne oldu? Dine neler ilave edilip  çıkartıldı.? Bunlar hangi maksatla, kimler vasıtası ile yapıldı.! Gördüğüm manzara dehşet verici idi! Yalanın talanın, rüşvetin, suiistimalin, şirkin başlangıcı yeni değildi! Aslında bütün bunlar zaten baştan beri yazılıp çizilmişti. Sadece bizlerin görmememiz istenmiş!. Yanlışa yönlen dirilmiştik!    Yeni olan, onların varislerinin onlardan daha acımasız çamur  olduğu idi!!!
Hakikat şu değil  de ya ne!!?; Her insan imtihana tabii olduğuna göre sorumluluk sahibidir. Hayatı boyunca doğruyu da yanlışı da yapabilir. Yanılabilir!.. Resuller bile sadece kendi görev kapsamı içinde korunmuşken, kimsenin masum olmayacağını, uçtu kaçtıların insandan kurtarıcıların yalan olduğunu anlamak zor mu?!.  Nitekim bu gün geriye dönüp baktığımızda büyük alim saydığımız kişilerin nerdeyse tamamına yakını önceden doğru bildiği bilgilerinin zamanla yanlışlığını görüp yanlışlarından bir şekilde  kurtulmanın yollarını bulmaya çalıştığını görüyoruz. Bunların en bariz örnekleri İmam Şafi ve Ahmet Bin  Hanbel’ dir. Bu kişilerin  sonradan caydıkları görüşleri ile yeni görüşleri arasındaki çelişkileri görmezden gelip, her ikisini de doğru kabul ederek buna teviller üreten anlayışlara, hikmet gözü ile bakmamız, daha sonradan da cayabilecekleri  görüşlerini  Kuran ayarında görmemiz, ne hüsran ve ne büyük bir tezattır. Bunlar insandır yahu!! Allah’ın ortakları yada danışmanları değil!!!! Önceden yanlış yapmışlarsa yine yapmayacaklarının garantisini kim vereilir?!!
İslam; kul olan insanlar tarafından oluşturulan paket  programlarla ifade edilemez!. Bu güne kadar çeşitli ekoller kendi kültür ve yaşam türlerine göre itikat anlayışlarını bir paket haline getirip taraftarlarına din diye sunmuşlardır!. Bir biri  ve  kuran ile uyuşmayan  bu programlar sayesinde Müslümanlar kutuplaşmış,  tefrikaya düşmüş, bir birlerini katleder hale gelmişlerdir.  Allah ı bırakıp, evliya, büyük alim, gavs, kutup,  Allah dostu, gibi kutsallar üretip onları masum ve her şeyi doğru anlıyor, kılarak tapınma noktasına getiren arızalı anlayışlar,  Müslümanları bu körlüğü getirmiş durumdadır. Eğer kutsanan kişilerin söyledikleri doğru  olsaydı!  inançta bu kadar tefrika çelişki olmaz, bunlar bir birlerini küfürle itham etmez, insanları kendilerine değil Allah’a Kuran’a çağırırlar, toplumda cemaat kardeşliği değil din kardeşliği hakim olurdu!!!!  Allah’ın doğruları ile bunların paket  içindeki doğrular büyük oranda bir birleri ile örtüşmediği gibi,  saygı duyduğumuz  alimlerin hiç birinin görüşleri bir diğeri ile bire bir aynı değildir. mezhepler arası  icma adı ile oluşturulan ifade  tamamen yalandır. Zira birin haram dediğine diğeri helal diyebilmişlerdir.  Siyasi ve aile  kavgalarının ırkçılığın, farklı kültürlerin gücü ele geçirmek sevdası ile savaştığı bir dönemde,  belli zamanlar için şartlardan dolayı  belki  iyi niyet çerçevesinde oluşturulan paketler  amaca yönelik kullanılmayıp kurumsallaştırılmıştır! Her ekolün ileri gelenleri paketlerine  ilaveler yapmıştır! Daha sonrakiler ise, bütün uydurmalarla birlikte uydurulmuş inançları uyutmak amaçlı hap haline getirip  tabletleri bizlere yutturmuşlardır!!!
Kuran kendisi için; "Açık ve açıklayıcı, onda her şey tamam, sadece bundan sorumlu olacaksınız, başkalarına kul köle olmayasınız diye O’nu Allah size açıklamıştır. Resulün örnekliğinde İslam’ı anlayıp yaşarsanız mutlu ve sağlıklı toplum olursunuz" demesine rağmen, haşa Allah ı  yalan çıkartıp bu kitap anlaşılmaz!  Anlaşılır olması içinde Allah resulü adına sözler uydurup, bu kitabı, “ Allah peygamber aracılığı ile açıklamıştır”!  iftirası ile kendi  anlayışlarını kitaba yedirenlerin,  beş yüz ayette bile kendine yeterli delil bulmayanların, falanca çökerse din çöker borazancılarının,  rivayetlerin namusunu kurtarmak için vahyin itibarını düşürmeye çalışanların, deve sidiğini doktora gitmeye yeğleyenlerin!,  gerici, bağnaz, kendinden olmayana yaşama hakkı tanımayan, fakirin fukaranı  hakkını gasp ederek ihtişamlı hayatlarını sürdürmek amaçlı kendilerine saraylar yaparak hayır yaptığını iddia eden din taciri, sömürücülerinin;  Hakikati ifade edenlere, bu yalancılara inanmayın, insandan kurtarıcı olmaz, tek yol  Kuran ve nebevi örneklik diyenlere karşı   acımasızca saldırılarının  maksadı nedir!!? Bunu hiç düşünüyor muyuz!!? Acaba dini hassasiyetlerinden dolayı mı, yoksa çirkinliklerinin üstünü kapatıp sömürüyü sürdürme amaçlı mı!!?
 Şirk unsurlarına İslam’a ilave edilen urlara karşı  tepki olarak çıkan, “Kuran Bize Yeter” sloganı ile Kuran’ı sözlük/lügat üzerinden anlamlandırıp, peygamber siz bir din tasavvur edip,  ibadetsiz, ruhsuz bir din oluşturmaya  kalkanlar yada onlara  yandaş olanlar!!! Düşünmezler mi ki?... Kuran hayat kitabıdır. Peygamber O kitabı yirmi üç yılda yaşayarak hayat haline getirmiş numunedir.  O’nun vahyin ışığındaki örnekliğini  görmeyip çıkardığınızda Kuran’ın içindeki  hayatı kiminle dolduracaksınız?!! Herkes kendi ile doldurmaya kalksa, Kuran herkese ayrı bir şey söyler duruma gelmeyecek mi? Nitekim de bu sloganı kullananların her birinin sözü diğerini tutmuyor! Maksat hak ve hakikat ise, Resul demek Kuran, Kuran demek Resul anlamına geliyorsa ki öyledir. Onları nasıl bir birinden ayırt ediyorsunuz!!? Toplum olarak bu hale düşmemizin en büyük sebebi onu insanlıktan çıkartıp melekleştirenlerdi! Ortada insan bir peygamber bırakmamışlardı!  Ya siz ne yapıyorsunuz?! O’nu hayattan siliyor yok ediyorsunuz! Birileri uçurarak yok ederken, sizler silerek yok ediyorsunuz! Bu anlayışınızla hurafecilerin Kuran’ın anlamını öğrenmeye karşı yeni setler oluşturduklarının farkın damısınız? Sizler ve onların  Farkını nasıl anlayacağız?
Bu hale  neden, niçin  düştüğümüzü akıl etmeyenler görmeyenler,  görmek istemeyenler, görüp te menfaatim elimden gidecek diye susanlar, emeksiz beleşten kolayca cenneti bulduk diyenler, ya da korktuğu için sesini çıkartamayanlar!!! Pasif  kendine iyiler  vay halimize!!! Vay halimize!!!! Bu sorumluluk  sadece saldırıya iftiraya uğrayanlara  değil hepimize!!!!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder